Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle taraklı ayak tabirini açıklamamız gerekmektedir. Ayak başparmağının ayak kemiğin ile birlikte veya ayrı olarak dışa doğru sapmasına ve dışa doğru uzamasına ayak tarağı adı veriliyor. Bu yapının ortaya çıkma nedeni büyük oranda genetik faktörlerle ilgilidir. Yani eğer geçmişte ailenizde anne ve babanızda veya diğer akrabalarınızda bu rahatsızlık görüşmüşse sizde de çıkma ihtimali büyüktür. Rahatsızlığın genetik olma ihtimali % 70’tir. Geriye kalan % 30’luk kısmı ise diğer nedenler oluşturur. Bunun dışında küçük yaşlarda meydana gelen ezilmeler, o bölgenin baskıya maruz kalması, yanlış ayakkabı seçimleri gibi sebeplerle de ortaya çıkabilir veya daha sıkıntılı bir hal alabilir. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere nazaran daha fazladır. Taraklı ayak rahatsızlığı görülen hastaların %90’ı kadındır. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise kadınların sivri burunlu ve uzun topuklu ayakkabılar giymeleridir. Bu rahatsızlığa eğilimi hiç olmayanlarda rahatsızlığın ortaya çıkmasına da sebep olmakta, genetik yatkınlığı olanlarda ise yanlış ayakkabı seçiminden dolayı ortaya çıkışı hızlanmakta veya verdiği rahatsızlıkta artış meydana gelmektedir. Taraklanma ayağın farklı bölgelerinde de meydana gelebilir. Görüntü itibari ile ayağın normal olmayan kemik yapısı nedeni ile genişlemesi ile ilgilidir.
Kemik dokusu ile ilgili olduğu için cerrahi müdahale dışında bir tedavisi doğal olarak yoktur. Sadece rahatlatıcı önlemler almak mümkün olabilir. Daha geniş ve baskı yapmayan ayakkabılar giyilmesi gibi. Eğer uzun süren bir rahatsızlıktan dolayı eklemler yeterince hareket ettirilememişse taraklanmanın olduğu bölgede kireçlenme olabilmektedir. Kireçlenme ile birlikte ağrı ve sızılar artar. Bu aşamada yapılabilecek çok fazla bir müdahale yoktur. Lokal anestezi uygulanarak cerrahi müdahale yapılacak bölge açılır ve bu bölge törpülenerek normal haline getirilir. %98 oranında başarı şansı vardır. Büyümenin fazlalığına ve verdiği rahatsızlığın şiddetine göre kemiğe farklı müdahaleler yapılabilmektedir. Ancak cerrahi müdahaleye gerek kalmadan da rahatlatıcı tedbirler uygulanarak günlük yaşam sürdürülebilir. Eğer aşağıdaki belirtiler sizde meydana gelmeye başlamışsa cerrahi müdahaleyi düşünebilirsiniz.
Cerrahi müdahaleler farklı şekillerde yapılabilir, eğer başparmak normal ekseninde çıkmışsa tarak kemiğine kaynatmak uygulanabilir. Bu işlem daha çok kireçlenmenin çok yoğun olduğu durumlardan uygulanmaktadır. Eğer diğer hiçbir yöntem işe yaramayacaksa rahatsızlığın görüldüğü başparmakta kesme işlemi uygulanmasıdır. Bu işlem sonrası parmakta bir miktar kısalma olmaktadır. Eğer ihtiyaç duyulursa tarak kemiğinde de kesimler yapılarak yeniden yönlendirme uygulanabilmektedir. Ameliyatlar sonrası çok nadir de olsa enfeksiyon vakaları görülebilmektedir. Ayrıca cerrahi müdahale sırasında sinir kesilmesi meydana geldiği taktirde siniri kesilen eklemde kalıcı his kaybı oluşması ihtimali de vardır.
Cerrahi müdahale tek başına kesin ve rahatsızlığın tekrarını önleyebilecek bir müdahale değildir. Nadirde olsa çıkıntı tekrar ortaya çıkabilir. Eğer müdahale tecrübeli bir hekim tarafından yapılmamışsa sonrada da bazı sorunlar görülebilir. Cerrahimi müdahalenin başarısı ameliyat yapan doktorun kabiliyeti ile doğru orantılıdır. Buna rağmen başarı oranı %90’nın üzerinde gösterilebilir. Ameliyat sonrası enfeksiyona karşı tedbirli olmak çok önemlidir. Zamanında müdahale edilmeyen bir enfeksiyon tekrar bir cerrahi müdahalenin yapılmasını zorunlu kılabilir. Ateş, titreme, özellikle müdahalenin yapıldığı bölgedeki yüksek ateş ve geçmeyen kızarıklık görüldüğünde vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.